POSBIYIK, BARAJDAKİ SU TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ

Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.10.2020 - 18:15, Güncelleme: 22.09.2023 - 06:07 2684+ kez okundu.
 

POSBIYIK, BARAJDAKİ SU TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ

POSBIYIK, BARAJDAKİ SU TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ “OYAK EREĞLİ’NİN SUYUNU KESECEK” “OYAK ZULMÜNE KARŞI DEMOKRATİK EYLEMLERE BAŞLIYORUZ” “EREĞLİ İHANETÇİLERİNİN İSİMLERİNİ MEYDANA ASACAĞIM” Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, meclis üyeleriyle birlikte Kızılcapınar Barajı’na giderek, Ereğli’nin içme suyundaki tehlikeye dikkat çekti, ‘OYAK Ereğli’nin suyunu kesecek, OYAK zulmüne karşı demokratik eylemlere başlıyoruz’ mesajı verdi. ERDEMİR yönetiminde yer alıp, üst yönetime Ereğli aleyhinde laf götürenlere de seslenen Posbıyık, “İçimizdeki İrlandalıların isimlerini ‘Ereğli’ye ihanet edenler’ diye meydana asarak deşifre edeceğim” dedi. Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, beraberinde eşi Neriman Posbıyık, Belediye Meclis Üyeleri, başkan yardımcıları ve daire müdürleriyle birlikte Kızılcapınar Barajı’na giderek Ereğli’nin içme suyundaki tehlikeye dikkat çekti. OYAK’ın Ereğli’ye yaptığı zulme karşı 1 yıl önce mücadele başlattıklarını açıklayan Başkan Posbıyık, “1 yıldır hiçbir gelişme yok. Artık demokratik eylemlere başlıyoruz’ mesajı verdi. Posbıyık, açıklamasında şunları söyledi; “Tam bir sene önce bugün Kdz. Ereğli Belediyesi Meclis Toplantısı’nda OYAK’a mücadele çağrısında bulunmuştum. 6 sayfalık bildiri yayımlamıştım. OYAK’ın bize neler yapmak istediğini, hangi konumda olduğumuzu, özellikle bunun içinde de HES Projesi’nin sıkıntılı olduğunu ifade etmiştim. Benden evvelki dönemde yapılan protokol gereği Ereğli’ye giden içme suyunun kesilebileceğini anlatmıştım. Bugüne kadar öngörülerim hep doğru çıktı. Keşke doğru çıkmasaydı. HES ile bugüne kadar mücadele etmeseydim, bu pandemi döneminde şu anda Ereğli’nin suyu kesikti. Enerji üretiyorlardı. Enerji tesislerini hızla yapmaya devam ediyorlar. Bize DSİ ile birlikte uzun zamandır baskı uyguluyorlar. Hattı sokmak için. Hat bizim hattımıza girdiğinde 4-5 gün Ereğli’ye giden suyu durduracaklardı. Karşı çıktık, ‘Ereğli’yi ayağa kaldırırız’ dedik. Benim dediğim noktaya gelmeye başladı. Hatta o protokole göre o enerji fabrikası bittiği taktirde, buradan su aldıklarında, bu seviyeye geldiği zaman Ereğli’nin suyu kesilecek. İhale şartnamesinde bu yazılıyor. ‘Direk fabrikaya su verilecek’ diyor. ‘Ereğli halkı susuz kalacak’ diyor. Şu anda pandemi dönemindeyiz. Suların en önemli olduğu noktada dahi Ereğli’nin suyu kesilecek. Ogünlerde Ereğli’ye bunu anlatmaya çalıştım. ‘Ereğli’nin suyunu kesecekler’ diye bas bas bağırdım. Şuan sular barajda azaldı. Bu bir tabii afet. Su alçalabilir, azalabilir. Buna diyecek bir şeyim yok. Bunların ihaleye çıkarken şartnamede ‘100 kotuna geldiği zaman Ereğli’deki halkın suyu kesilecek, enerji üretimine verilecek’ lafı gündeme geldiği andan itibaren, aşağıdaki santral yapıldığı andan itibaren, Ereğli böyle bir tehlikeye maruz dedim. Bir yıl önce bunu açıkladım. Ama aldıran olmadı. İşte şimdi gerçeği görüyorsunuz. Bereket, mahkeme kararlarıyla, geciktirmelerimizle kaçak olarak elektrik üretim santralini aşağıda yapıyorlar ama istedikleri neticeye varamadılar. Hatta biz izin vermediğimiz için bunu bir kilometre ileriye boru götürmek suretiyle bizim vantuzlarımıza boruyu sokmaya çalıştılar. Geçenlerde basına ‘vantuzların etrafını kapatıyoruz, kilit altına aldık, Ereğli’nin suyunu koruma altına aldık’ diye demeç vermiştik, işte bunu onların su borusunu engellemek için yaptık. -BİZİ OYALIYORLAR SADECE- Bir sene evvel bu mücadele başladı ve bir kitapçık bastırdık. OYAK’ın bize yapmak istediklerini… Maalesef bir sene içinde bir arpa boyu ileri gidemedik. Çoğu zaman iyiye gidiyor, görüşmeler var diye ifadelerde bulundum. Savaş Erdem’in başdanışmanı Oktay Bey ve Güvenlik Müdürü Faruk Bey ile Ereğli’de iki üç gün misafirimiz oldu. Onlarla çok güzel şeyler konuştuk. Her şey hallolmuş gibiydi. Ereğli’de Omsan meselesi, nakliyatçılar meselesi, kesme dilme fabrikası meselesi… Ereğli’ye dünya kadar borçları var. Bunların hepsi halloldu diye anlaştık ama hiçbir şey olduğu yok. Bizi oyalıyorlar sadece. -FİİLİ EYLEMLERE BAŞLIYORUZ- Çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Bir seneden beri lafla belli bir yerlere geldik ama bunlar bizi oyalıyor, Ereğli halkının boğazını sıkmaya çalışıyorlar. Artık fiili, demokratik eylemlere başlama zamanı geldi diye düşünüyorum. Hatta bugüne kadar yerelde bu işi halletmek için elimizden geleni yaptık ama şimdi ağır ağır açılıp ulusal basından randevu almaya çalışacağız ve OYAK’ın Ereğli’ye yaptığı mezalimi, zulmü anlatmaya çalışacağız. Fiili hareketlere başlıyoruz artık, o noktaya geldik. -EREĞLİ’YE İHANET EDENLER, İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR!- Maalesef Ereğli’de doğmuş, TED Koleji’nde, Anadolu Lisesi’nde okumuş, Ereğli’nin ekmeğini yemiş, Ereğli’nin köylerindeki ana babası zorlukla onu yetiştirmiş, Erdemir’de üst düzeyde bazı yerli, Ereğlili çocuklarımız var. Bunlar üst kademelere hep Ereğli aleyhinde laflar götürüyorlar ve Ereğli’nin ekonomik yönden batmasını sağlıyorlar. Yakında bunların isimlerini Ereğli Meydanına asıp deşifre edeceğim. Ereğli’ye ihanet adamlar diye. Onlar duyuyorlar şu anda beni. Kimler ne demek istediğimi gayet iyi anlıyorlar. Esas ihanet eden içimizdeki İrlandalılar. -VEKİLLİĞİ, BELEDİYE BAŞKANLIĞINI ALIN SİZİN OLSUN, BAŞINIZA ÇALIN!- Erdemir’in hava kirliliği, lösemi, kanser, hastalıklar hızla büyüyor. Hava kirliliğinde şehrimiz bir numaralı yer olarak gösteriliyor çoğu zaman. Genellikle sabaha karşı 3-4 gibi bacalardan kirli tozlar bırakılıyor. Bu memlekette yaşayan insanların çocukları perişan vaziyette ama Ereğli halkı sessiz, her zaman olduğu gibi kibar. Sivil Toplum Örgütleri’nden ses yok. Siyasi ilçe başkanlarından ses çıkmıyor. Milletvekilleri zaten memlekette durmuyor, Ereğli’de durmuyorlar. Sadece Ereğli’ye geldiklerinde ‘belediyeyi alacağız’ diyorlar. Alın sizin olsun. Başınıza çalın milletvekilliklerini de belediye başkanlıklarını da . Ne iş yaparsınız siz. -KENDİ ZEHİRLEDİKLERİ YETMEDİ, ŞİMDİ TARIMI DA BİTİRECEK FABRİKA KURDURUYORLAR- Bunlar yetmiyor gibi, yıllardan beri söylüyorum, Demir çelik fabrikaları, zehirli gaz ihtiva eden, sülfürik asit içeren çelikhane cürufunu deniz dolgusu yapıyor. 2 Milyon metrekare yer kazandı denizden. Şimdi etrafını tahkim yaptı. İçeride büyük cüruf dağları meydana geldi. Bunları artık denize dökemiyor, çünkü tahkimini yaptı denizden ve doldurma alanları da bitmiş vaziyette. Ne yapacak? Bunu kırması, elemesi, içindeki madeni çıkarıp tekrar çeliğe döndürmesi lazım. Bunun denemesini Madenci tersanesi bölgesinde daha evvel yaptılar. İzmir’den bir firma getirdiler. Ege Demir Sanayi’ni getirdiler. Orada kırma dökme işini lisans olmadığı halde yaptılar. Lisans falan yok, sadece Aliağa’da var bu lisans. Ama şimdi Demir Çelik bu cürufu gemiye bindirip Aliağa’ya gönderdiği zaman zarar eder. Ereğli halkını zehirlesin. Yeni bir yer buldular Alaplı-Ereğli arasında. Roj Metal diye bir yer kurdular. Alaplı-Ereğli sınırında, Kıyıcak mahallemizin yanında tahkimatları dikmeye başladılar. Yine Ereğli’deki İrlandalılar da bunlara yardım ediyorlar. Onlar da biliyor bunu. Her türlü maddi, manevi her şey dönüyor. -KIYICAK, GÖKTEPE, ALAPLI KÜÇÜKTEKKE, BÜYÜKTEKKE VE OSMANLI KÖYLERİ ETKİLENECEK- Bu demir çelik ne yapıyor. Çelikhane cürufunu Ereğli dışına yollamıyor masraflı olacak diye. Çünkü bunların işi gücü Ereğli’nin suyunu çıkarmak. OSB’dekilerin, kamyoncuların, kesme dilme yapan işadamlarımızın ekmeklerini elinden alıp, kar edip genel kurul üyelerine fazla kar dağıtıp yerlerinde kalmak istiyorlar. Ereğli halkını, Ereğli Belediyesi’nin devamlı boğazını sıkıyorlar. İşte bir örnek daha söylüyorum. Ereğli Alaplı sınırında yeni bir yer kurmaya başladılar. Erdemir cüruf satıyor bunlara. Zaten Erdemir teşvik ediyor bunu. Omsan gibi, tomsan gibi bir şirket de buraya kurdurdu. Cüruflar buraya gelecek, orada kırma dökme ayıklama işleri yapılacak. Büyük paralar kazanılıyor bundan. Daha önce büyük mücadeleyle Madenci Gemi’nin orda bu işleri durdurduk. Kapattık. Şimdi aynı şahıs bunlarla ortak olmak suretiyle Alaplı Ereğli sınırında yapıyor. Şahıs arazileri var burada. Bu yapıldığı takdirde, -tabi bizden başka kimsenin sesi soluğu çıkmıyor- atık tesisi yapılması planlanan yer, yerleşim bölgelerine iki yüz metre mesafede olup Kıyıcak, Göktepe, Alaplı’da Küçüktekke, Büyüktekke ve Osmanlı köyleri direk olarak bundan etkilenecek, zehirlenecek. Plajdaki sular da bundan etkilenecek. Zehirlenecek. Aktif derelerin üstüne yapıyorlar. Burası aynı zamanda karayolu geçiyor. İl çevre müdürlüğünde bir takım insanlar bunlara yardım ediyor. Yemini, ekmeğini alan herkes bunlara yardım ediyor. -DENİZE GİREMEYECEKSİNİZ- Ereğli halkını falan düşünen yok. İlk mühürlemeyi yaptık. Bir bölü 25 binlik Çevre Düzeni Planı’nda bu alan tarım alanı olarak gözüküyor. Orada fındıklarımız var. O büyük alan çevresinde tarım yapılamaz bundan sonra. Biz itirazlarımızı yapıyoruz. Bizden başka kimsenin sesi çıkmıyor. Atık tesisi yapılması planlanan tesis Alaplı ve Ereğli plajlarına beş yüz metre mesafede. Dereler buralara geliyor. Denize de giremeyeceksiniz Ereğli halkını uyanın diyorum. Artık milletvekillerimiz gelmiyor ama birilerini bulacağız önder, Bağlık kapı önüne eylem yapmaya gideceğiz. Çünkü insanları öldürüyorlar. Bunlarda vicdan yok. Bir seneden beri bizi oyalıyorlar. Ben de zaman zaman Ereğli halkına iyi bir şeyler yapacaklar diye ses çıkarmamaya çalıştım. Atık tesisi yapılması planlanan tesisin tanıtım dosyasında birçok eksik bulunmaktadır. Tesis tamamen açık olup ciddi biçimde toz ve gürültü yönünden halk sağlığını tehdit etmektedir. İşlenecek çelikhane cürufu ile ilgili insan sağlığı açısından ciddi sorunlar taşıdığı Tübitak tarafından hazırlanan raporlar bulunmaktadır. Atık tesisi yapılması planlanan tesis için proje tanıtımında ‘Ereğli Belediyesi’nden su alacağız’ diyor. Benim orada su hattım yok. ‘Kanalizasyonu Ereğli Belediyesi’ne bağlayacağız’ diyor. Benim orada kanalizasyon hattım yok. Hep yalan dolan. Su alacağı yer yok. Şu ana kadar bize Kıyıcak muhtarı Şükrü Kılıç’tan şikayet dilekçesi geldi. Erbeton’un sahibinin avukatı Ahmet Köse, valiliğe ve bize ‘mahvoluruz’ diye dilekçe yazmış. Başka bir şey yok. Her şey güllük gülistanlık. Benim vicdanım sızlıyor. Proje tanıtım dosyasında atık miktarı günlük 450 ton atık miktarı öngörülüyor. Yıllık yüz kırk bin ton. Burada tarım yapılması mümkün değil. İnsanlar bitti, halk plajları tehlikede demektir. Bir dereye kör dere demişler. O dere çalışıyor, oradan gelen pislikler akacak.” Başkan Posbıyık, toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, 1 yıl önce hazırlanan ‘Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor’ kitapçığı ile 6 sayfalık bildiri dağıtıldı.
POSBIYIK, BARAJDAKİ SU TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ “OYAK EREĞLİ’NİN SUYUNU KESECEK” “OYAK ZULMÜNE KARŞI DEMOKRATİK EYLEMLERE BAŞLIYORUZ” “EREĞLİ İHANETÇİLERİNİN İSİMLERİNİ MEYDANA ASACAĞIM” Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, meclis üyeleriyle birlikte Kızılcapınar Barajı’na giderek, Ereğli’nin içme suyundaki tehlikeye dikkat çekti, ‘OYAK Ereğli’nin suyunu kesecek, OYAK zulmüne karşı demokratik eylemlere başlıyoruz’ mesajı verdi. ERDEMİR yönetiminde yer alıp, üst yönetime Ereğli aleyhinde laf götürenlere de seslenen Posbıyık, “İçimizdeki İrlandalıların isimlerini ‘Ereğli’ye ihanet edenler’ diye meydana asarak deşifre edeceğim” dedi. Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, beraberinde eşi Neriman Posbıyık, Belediye Meclis Üyeleri, başkan yardımcıları ve daire müdürleriyle birlikte Kızılcapınar Barajı’na giderek Ereğli’nin içme suyundaki tehlikeye dikkat çekti. OYAK’ın Ereğli’ye yaptığı zulme karşı 1 yıl önce mücadele başlattıklarını açıklayan Başkan Posbıyık, “1 yıldır hiçbir gelişme yok. Artık demokratik eylemlere başlıyoruz’ mesajı verdi. Posbıyık, açıklamasında şunları söyledi; “Tam bir sene önce bugün Kdz. Ereğli Belediyesi Meclis Toplantısı’nda OYAK’a mücadele çağrısında bulunmuştum. 6 sayfalık bildiri yayımlamıştım. OYAK’ın bize neler yapmak istediğini, hangi konumda olduğumuzu, özellikle bunun içinde de HES Projesi’nin sıkıntılı olduğunu ifade etmiştim. Benden evvelki dönemde yapılan protokol gereği Ereğli’ye giden içme suyunun kesilebileceğini anlatmıştım. Bugüne kadar öngörülerim hep doğru çıktı. Keşke doğru çıkmasaydı. HES ile bugüne kadar mücadele etmeseydim, bu pandemi döneminde şu anda Ereğli’nin suyu kesikti. Enerji üretiyorlardı. Enerji tesislerini hızla yapmaya devam ediyorlar. Bize DSİ ile birlikte uzun zamandır baskı uyguluyorlar. Hattı sokmak için. Hat bizim hattımıza girdiğinde 4-5 gün Ereğli’ye giden suyu durduracaklardı. Karşı çıktık, ‘Ereğli’yi ayağa kaldırırız’ dedik. Benim dediğim noktaya gelmeye başladı. Hatta o protokole göre o enerji fabrikası bittiği taktirde, buradan su aldıklarında, bu seviyeye geldiği zaman Ereğli’nin suyu kesilecek. İhale şartnamesinde bu yazılıyor. ‘Direk fabrikaya su verilecek’ diyor. ‘Ereğli halkı susuz kalacak’ diyor. Şu anda pandemi dönemindeyiz. Suların en önemli olduğu noktada dahi Ereğli’nin suyu kesilecek. Ogünlerde Ereğli’ye bunu anlatmaya çalıştım. ‘Ereğli’nin suyunu kesecekler’ diye bas bas bağırdım. Şuan sular barajda azaldı. Bu bir tabii afet. Su alçalabilir, azalabilir. Buna diyecek bir şeyim yok. Bunların ihaleye çıkarken şartnamede ‘100 kotuna geldiği zaman Ereğli’deki halkın suyu kesilecek, enerji üretimine verilecek’ lafı gündeme geldiği andan itibaren, aşağıdaki santral yapıldığı andan itibaren, Ereğli böyle bir tehlikeye maruz dedim. Bir yıl önce bunu açıkladım. Ama aldıran olmadı. İşte şimdi gerçeği görüyorsunuz. Bereket, mahkeme kararlarıyla, geciktirmelerimizle kaçak olarak elektrik üretim santralini aşağıda yapıyorlar ama istedikleri neticeye varamadılar. Hatta biz izin vermediğimiz için bunu bir kilometre ileriye boru götürmek suretiyle bizim vantuzlarımıza boruyu sokmaya çalıştılar. Geçenlerde basına ‘vantuzların etrafını kapatıyoruz, kilit altına aldık, Ereğli’nin suyunu koruma altına aldık’ diye demeç vermiştik, işte bunu onların su borusunu engellemek için yaptık. -BİZİ OYALIYORLAR SADECE- Bir sene evvel bu mücadele başladı ve bir kitapçık bastırdık. OYAK’ın bize yapmak istediklerini… Maalesef bir sene içinde bir arpa boyu ileri gidemedik. Çoğu zaman iyiye gidiyor, görüşmeler var diye ifadelerde bulundum. Savaş Erdem’in başdanışmanı Oktay Bey ve Güvenlik Müdürü Faruk Bey ile Ereğli’de iki üç gün misafirimiz oldu. Onlarla çok güzel şeyler konuştuk. Her şey hallolmuş gibiydi. Ereğli’de Omsan meselesi, nakliyatçılar meselesi, kesme dilme fabrikası meselesi… Ereğli’ye dünya kadar borçları var. Bunların hepsi halloldu diye anlaştık ama hiçbir şey olduğu yok. Bizi oyalıyorlar sadece. -FİİLİ EYLEMLERE BAŞLIYORUZ- Çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Bir seneden beri lafla belli bir yerlere geldik ama bunlar bizi oyalıyor, Ereğli halkının boğazını sıkmaya çalışıyorlar. Artık fiili, demokratik eylemlere başlama zamanı geldi diye düşünüyorum. Hatta bugüne kadar yerelde bu işi halletmek için elimizden geleni yaptık ama şimdi ağır ağır açılıp ulusal basından randevu almaya çalışacağız ve OYAK’ın Ereğli’ye yaptığı mezalimi, zulmü anlatmaya çalışacağız. Fiili hareketlere başlıyoruz artık, o noktaya geldik. -EREĞLİ’YE İHANET EDENLER, İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR!- Maalesef Ereğli’de doğmuş, TED Koleji’nde, Anadolu Lisesi’nde okumuş, Ereğli’nin ekmeğini yemiş, Ereğli’nin köylerindeki ana babası zorlukla onu yetiştirmiş, Erdemir’de üst düzeyde bazı yerli, Ereğlili çocuklarımız var. Bunlar üst kademelere hep Ereğli aleyhinde laflar götürüyorlar ve Ereğli’nin ekonomik yönden batmasını sağlıyorlar. Yakında bunların isimlerini Ereğli Meydanına asıp deşifre edeceğim. Ereğli’ye ihanet adamlar diye. Onlar duyuyorlar şu anda beni. Kimler ne demek istediğimi gayet iyi anlıyorlar. Esas ihanet eden içimizdeki İrlandalılar. -VEKİLLİĞİ, BELEDİYE BAŞKANLIĞINI ALIN SİZİN OLSUN, BAŞINIZA ÇALIN!- Erdemir’in hava kirliliği, lösemi, kanser, hastalıklar hızla büyüyor. Hava kirliliğinde şehrimiz bir numaralı yer olarak gösteriliyor çoğu zaman. Genellikle sabaha karşı 3-4 gibi bacalardan kirli tozlar bırakılıyor. Bu memlekette yaşayan insanların çocukları perişan vaziyette ama Ereğli halkı sessiz, her zaman olduğu gibi kibar. Sivil Toplum Örgütleri’nden ses yok. Siyasi ilçe başkanlarından ses çıkmıyor. Milletvekilleri zaten memlekette durmuyor, Ereğli’de durmuyorlar. Sadece Ereğli’ye geldiklerinde ‘belediyeyi alacağız’ diyorlar. Alın sizin olsun. Başınıza çalın milletvekilliklerini de belediye başkanlıklarını da . Ne iş yaparsınız siz. -KENDİ ZEHİRLEDİKLERİ YETMEDİ, ŞİMDİ TARIMI DA BİTİRECEK FABRİKA KURDURUYORLAR- Bunlar yetmiyor gibi, yıllardan beri söylüyorum, Demir çelik fabrikaları, zehirli gaz ihtiva eden, sülfürik asit içeren çelikhane cürufunu deniz dolgusu yapıyor. 2 Milyon metrekare yer kazandı denizden. Şimdi etrafını tahkim yaptı. İçeride büyük cüruf dağları meydana geldi. Bunları artık denize dökemiyor, çünkü tahkimini yaptı denizden ve doldurma alanları da bitmiş vaziyette. Ne yapacak? Bunu kırması, elemesi, içindeki madeni çıkarıp tekrar çeliğe döndürmesi lazım. Bunun denemesini Madenci tersanesi bölgesinde daha evvel yaptılar. İzmir’den bir firma getirdiler. Ege Demir Sanayi’ni getirdiler. Orada kırma dökme işini lisans olmadığı halde yaptılar. Lisans falan yok, sadece Aliağa’da var bu lisans. Ama şimdi Demir Çelik bu cürufu gemiye bindirip Aliağa’ya gönderdiği zaman zarar eder. Ereğli halkını zehirlesin. Yeni bir yer buldular Alaplı-Ereğli arasında. Roj Metal diye bir yer kurdular. Alaplı-Ereğli sınırında, Kıyıcak mahallemizin yanında tahkimatları dikmeye başladılar. Yine Ereğli’deki İrlandalılar da bunlara yardım ediyorlar. Onlar da biliyor bunu. Her türlü maddi, manevi her şey dönüyor. -KIYICAK, GÖKTEPE, ALAPLI KÜÇÜKTEKKE, BÜYÜKTEKKE VE OSMANLI KÖYLERİ ETKİLENECEK- Bu demir çelik ne yapıyor. Çelikhane cürufunu Ereğli dışına yollamıyor masraflı olacak diye. Çünkü bunların işi gücü Ereğli’nin suyunu çıkarmak. OSB’dekilerin, kamyoncuların, kesme dilme yapan işadamlarımızın ekmeklerini elinden alıp, kar edip genel kurul üyelerine fazla kar dağıtıp yerlerinde kalmak istiyorlar. Ereğli halkını, Ereğli Belediyesi’nin devamlı boğazını sıkıyorlar. İşte bir örnek daha söylüyorum. Ereğli Alaplı sınırında yeni bir yer kurmaya başladılar. Erdemir cüruf satıyor bunlara. Zaten Erdemir teşvik ediyor bunu. Omsan gibi, tomsan gibi bir şirket de buraya kurdurdu. Cüruflar buraya gelecek, orada kırma dökme ayıklama işleri yapılacak. Büyük paralar kazanılıyor bundan. Daha önce büyük mücadeleyle Madenci Gemi’nin orda bu işleri durdurduk. Kapattık. Şimdi aynı şahıs bunlarla ortak olmak suretiyle Alaplı Ereğli sınırında yapıyor. Şahıs arazileri var burada. Bu yapıldığı takdirde, -tabi bizden başka kimsenin sesi soluğu çıkmıyor- atık tesisi yapılması planlanan yer, yerleşim bölgelerine iki yüz metre mesafede olup Kıyıcak, Göktepe, Alaplı’da Küçüktekke, Büyüktekke ve Osmanlı köyleri direk olarak bundan etkilenecek, zehirlenecek. Plajdaki sular da bundan etkilenecek. Zehirlenecek. Aktif derelerin üstüne yapıyorlar. Burası aynı zamanda karayolu geçiyor. İl çevre müdürlüğünde bir takım insanlar bunlara yardım ediyor. Yemini, ekmeğini alan herkes bunlara yardım ediyor. -DENİZE GİREMEYECEKSİNİZ- Ereğli halkını falan düşünen yok. İlk mühürlemeyi yaptık. Bir bölü 25 binlik Çevre Düzeni Planı’nda bu alan tarım alanı olarak gözüküyor. Orada fındıklarımız var. O büyük alan çevresinde tarım yapılamaz bundan sonra. Biz itirazlarımızı yapıyoruz. Bizden başka kimsenin sesi çıkmıyor. Atık tesisi yapılması planlanan tesis Alaplı ve Ereğli plajlarına beş yüz metre mesafede. Dereler buralara geliyor. Denize de giremeyeceksiniz Ereğli halkını uyanın diyorum. Artık milletvekillerimiz gelmiyor ama birilerini bulacağız önder, Bağlık kapı önüne eylem yapmaya gideceğiz. Çünkü insanları öldürüyorlar. Bunlarda vicdan yok. Bir seneden beri bizi oyalıyorlar. Ben de zaman zaman Ereğli halkına iyi bir şeyler yapacaklar diye ses çıkarmamaya çalıştım. Atık tesisi yapılması planlanan tesisin tanıtım dosyasında birçok eksik bulunmaktadır. Tesis tamamen açık olup ciddi biçimde toz ve gürültü yönünden halk sağlığını tehdit etmektedir. İşlenecek çelikhane cürufu ile ilgili insan sağlığı açısından ciddi sorunlar taşıdığı Tübitak tarafından hazırlanan raporlar bulunmaktadır. Atık tesisi yapılması planlanan tesis için proje tanıtımında ‘Ereğli Belediyesi’nden su alacağız’ diyor. Benim orada su hattım yok. ‘Kanalizasyonu Ereğli Belediyesi’ne bağlayacağız’ diyor. Benim orada kanalizasyon hattım yok. Hep yalan dolan. Su alacağı yer yok. Şu ana kadar bize Kıyıcak muhtarı Şükrü Kılıç’tan şikayet dilekçesi geldi. Erbeton’un sahibinin avukatı Ahmet Köse, valiliğe ve bize ‘mahvoluruz’ diye dilekçe yazmış. Başka bir şey yok. Her şey güllük gülistanlık. Benim vicdanım sızlıyor. Proje tanıtım dosyasında atık miktarı günlük 450 ton atık miktarı öngörülüyor. Yıllık yüz kırk bin ton. Burada tarım yapılması mümkün değil. İnsanlar bitti, halk plajları tehlikede demektir. Bir dereye kör dere demişler. O dere çalışıyor, oradan gelen pislikler akacak.” Başkan Posbıyık, toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, 1 yıl önce hazırlanan ‘Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor’ kitapçığı ile 6 sayfalık bildiri dağıtıldı.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve alemdar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.